İngilizcede dumbbell (dambıl), pilates ball (pilates topu) ve treadmill (koşu bandı) gibi ekipmanlara “sport equipment” (spor ekipmanları) denir. “Fitness” kelimesi “formda olmak”, “body building” ise “vücut geliştirme” anlamına gelir. Sporlar, “fast-paced” (yüksek tempolu) ve “slow-paced” (düşük tempolu) olarak ikiye ayrılır. Isınma hareketleri için “warm-up exercises” veya “free exercises” ifadeleri kullanılabilir.
- Spor Ekipmanları ve İngilizce Karşılıkları
- Dumbbell → Dambıl
- Skipping rope → Atlama ipi
- Weights / Barbell → Halter
(Not: “Weights” genel olarak ağırlıklar için kullanılır. “Lift weights” = Ağırlık kaldırmak) - Treadmill → Koşu bandı
- Pilates ball → Pilates topu
- Elliptical trainer / Cross trainer → Eliptik bisiklet
- Trampoline → Trambolin
- Seated row machine → Kürek çekme makinesi
- Fitness gloves → Fitness eldiveni
- Mountain bike → Dağ bisikleti
- Ab bench / Sit-up bench → Mekik sehpası
- Pilates circle → Pilates çemberi
- Punching bag → Kum torbası
- Waist belt → Bel kemeri
- Stationary bike → Kondisyon bisikleti
Fen liseleri taban puanları ve yüzdelik dilimleri için sayfamızı takip ediniz.
Örnek Cümleler:
- These weights are too heavy for you. → Bu ağırlıklar sana fazla gelir.
- I ran on the treadmill for 20 minutes. → Koşu bandında 20 dakika koştum.
- We bought new elliptical trainers for the gym. → Spor salonuna yeni eliptik bisikletler aldık.
- My sister exercises with her pilates ball every day. → Kız kardeşim her gün pilates topuyla egzersiz yapıyor.
- Jumping on the trampoline is so much fun! → Trambolinde zıplamak çok eğlenceli!
- He got stronger by using the seated row machine daily. → Her gün kürek çekme makinesi kullanarak güçlendi.
- You should always wear gloves at the gym. → Spor salonunda eldiven giymelisin.
- Koray has been saving money for a new mountain bike. → Koray, yeni bir dağ bisikleti almak için para biriktiriyor.
- He does sit-ups on the ab bench every morning. → Her sabah mekik sehpasında mekik çekiyor.
- Boxers train with punching bags to improve their strength. → Boksörler, güçlenmek için kum torbasıyla antrenman yapar.
- Spor Türleri ve İngilizce Karşılıkları
- Swimming → Yüzme
- Brisk walking → Tempolu yürüyüş
- Running in the forest → Ormanda koşmak
- Push-ups → Şınav
- Sit-ups → Mekik
- Cycling / Riding a bike → Bisiklet sürmek
- Playing football → Futbol oynamak
- Gymnastics → Jimnastik
- Aerobics → Aerobik
Örnek Cümleler:
- I do 100 push-ups every morning. → Her sabah 100 şınav çekiyorum.
- My friend helps me with my sit-ups. → Arkadaşım mekik çekmeme yardım ediyor.
- Cycling strengthens your leg muscles. → Bisiklet sürmek bacak kaslarını güçlendirir.
- Pilates is more popular than gymnastics now. → Günümüzde pilates, jimnastikten daha popüler.
- Aerobics was very trendy in the 80s. → 80’lerde aerobik çok modaydı.
Bu bilgiler, 7. sınıf öğrencilerinin İngilizce spor terimlerini öğrenmelerine yardımcı olacaktır.
